YETEV Okulları, öğrencilerin yeteneklerini ve becerilerini geliştirmeye odaklanarak felsefe eğitimine ağırlık veriyor. Bu anlayışı yaygınlaştırmak amacıyla düzenledikleri 2. Çocuklar için Felsefe Çalıştayı, Yenidoğu Okulları Çekmeköy Kampüsü'nde gerçekleşti. YETEV Mütevelli Heyeti Başkanı Bilal Erdoğan, çalıştayın açılışında, "Felsefe ve Varoluş" temasıyla düzenlenen "Çocuklar İçin Felsefe Çalıştayı"nın, YETEV okullarının özgün projelerinden biri olduğunu vurguladı. Erdoğan, YETEV'in özel okulculuk için bu işi yapmadığını, misyonlarının eğitime yeni bakış açıları getirmek olduğunu belirtti. Ayrıca, Montessori eğitimine verdikleri önemi ve Program ve Yayın Geliştirme Birimi (PROGEL) gibi önemli programları desteklediklerini dile getirdi. Erdoğan, YETEV'in yıllardır materyal geliştirme birimini desteklediğini ve bu projelerden birinin de Çocuklar İçin Felsefe olduğunu ifade etti.

"ÇOCUKLAR İÇİN FELSEFE UMUT IŞIĞI"

Erdoğan, çocukların sorgulayıcı bireyler olması ve analitik düşünme becerilerinin gelişimi için bu dersin önemine vurgu yaparak, sınav odaklı eğitim sistemine dikkat çekti. Bu durumun net bir çözümünün olmadığını belirtirken, Çocuklar İçin Felsefe dersinin bu soruna umut ışığı olabileceğini ifade etti. Diğer okullarla Milli Eğitim Bakanlığına örnek olmasını umduğunu dile getiren Erdoğan, muhakeme yeteneğinin gelişmiş bireylerin yetiştirilmesinin önemini vurguladı. Özellikle Filistin meselesi gibi derin ve önemli konuların çocuklara aktarılmasında yaşanan zorluklara dikkat çekti. Bu tarz konuların muhakeme kabiliyeti gelişmiş bireyler tarafından daha iyi anlaşılacağını ifade etti ve bu eğitimin insanlık için önemine vurgu yaptı.

Erdoğan’dan Mısır’a 12 yıl sonra ilk ziyaret Erdoğan’dan Mısır’a 12 yıl sonra ilk ziyaret

VAROLUŞ KRİZLERİ

Açılış konuşmalarının ardından, Öğr. Görevlisi İrem Özhamaratlı Akay, "Felsefi Bir Tavır Olarak Varoluşçuluk" başlıklı ÇİFx konuşmasında varoluşçuluğun insanın kendine sıklıkla sorduğu temel sorulara odaklandığını belirtti. "Ben kimim? Yaşamın anlamı nedir? İnsan olmak ne ifade eder?" gibi soruların aslında varoluşçulukla iç içe olduğunu ifade etti. Varoluşun varlığı üzerine felsefi sorular sormaya devam ederek, insanın var olması için neyin gerekli olduğunu sorguladı. Bilgi edinme faaliyetinin, insanın var olduğu anlamına gelip gelmediğini sorguladı. Yapay zekâlarla insan varlığını karşılaştırarak, yapay zekânın objektif bilgi alanında faaliyet göstermesinin varoluşu gösterip göstermediği üzerinde durdu. Akay, medeniyet, kültür ve değerler krizlerinin gerçek nedeninin bilgisizlik olup olmadığını sorguladı. İnsan hakları ihlalleri gibi krizlerin aslında varoluş krizleri olduğunu vurgulayarak, bu tür krizlerin bilgi eksikliğinden kaynaklanmadığını, daha derin varoluşsal sorunlardan kaynaklandığını ifade etti.

Editör: Yağmur Sezgin